eklemek

eklemek
1) В удлиня́ть, нара́щивать, надставля́ть; присоединя́ть

bu kumaşı örtüye eklemeli — этот кусо́к мате́рии на́до приши́ть к покрыва́лу

2) В, Д добавля́ть, прибавля́ть; прилага́ть что к чему

her anlatışımda yeni bir şeyler ekliyordum — при ка́ждом повторе́нии расска́за я добавля́л что́-нибудь но́вое

3) соединя́ть

paramızı eklersek, epey bir yekûn tutar — е́сли мы сло́жимся, полу́чится значи́тельная су́мма


Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Смотреть что такое "eklemek" в других словарях:

  • eklemek — i 1) Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir. T. Buğra 2) i, e Bir şeyi ek olarak kullanmak Bu kumaşı örtüye eklemeli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eklemek — çiğnemek, basmak III, 443bkz:erklemek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • aşlamak — eklemek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ulamak — eklemek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ilave etmek — eklemek, katmak, ulamak Bu istilanın nasıl bir facia olduğunu Avrupa tarihçileri iyi yazdıkları için bir kelime ilave etmeye lüzum yoktur. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜKÂBEDE — Eklemek, kendine bir şey ilâve etmek. * Bir işten zorluk görmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • beslemek — i 1) Yiyecek ve içeceğini sağlamak Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk. H. E. Adıvar 2) Yedirmek Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti. H. E. Adıvar 3) Semirtmek 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bindirmek — i, e 1) Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi. O. C. Kaygılı 2) e Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkıntı — is. 1) Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Bir metni düzeltmek veya ona bir şey eklemek için satır dışına yazılan yazı, çıkma 3) argo Kambur Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ekleme — is. 1) Eklemek işi 2) sf. Eklenmiş Birleşik Sözler ekleme dişi …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»